Aşkın kendisiymişsin gibi yürüyorsun yollarda tafran da bundan olmalı
Adım Aşk Demiştin...! İnandırabilecek misin kalbimi?
Sevda dediğin vurgunları önceden çok yedim ben şimdi derin sularda yüzmüyorum bir okyanusun ortasında huzurla maviliği izlemek gibi hayallerim de kalmadı
Kandırabilecek misin?
Duvara nasıl çarpıldığını bilirim ayak sesi dinlemenin hazin yalnızlığına da batıp çıkmışlığım vardır...
Senden önce geçtiğim bir ömürden kalma anılarım var aklımda birazı karanlık ve acı silebilecek misin?
Beynimin derinliğinde sesler yüzler fotoğraflar kalabalık ve karmakarışık eline bir fırça alıp beyaza yada PEMBEye boyayabilecek misin?
Şimdi olduğumdan farklı biri yapmaya çalışmadan sevebilecek misin?
Bu halime gelmek için çok bedeller ödedim...
Bir çamur parçasıydım şekillendim önce sonra cehennemlerde yandım alev alev şeklim bozulmasın diye...
Sonra boyandım gri de bir renk değil midir?
Lafta kolay gelir de yaşaması ağırdı
Gördüğünden başka bir ben var içimde onu bulup çıkarabilecek misin?
Dilimin suskunluğuyla aslında ne ağır konuştuğumu duyabilecek misin?
Cümlelerim içinden ışık hızıyla geçecek mi yoksa gerçekten dinleyecek misin?
Bağırırsam herkes duyar elbette önemli olan sessizliğime bakıp ne dediğimi anlayabilecek misin?
Sıradanlaşmayı ben de bilirim hatta kolay bile olurdu tırnak içinde veya büyük harflerle anlatmak derdimi ama ruhum yaşlıdır benim görüntüme bakma...
Biriktirdiğim yıllara neler sığdırmışım sayabilecek misin?
Kafam bozulsa bir gün basıp gitsem uzaklara kimseye haber vermeden gizlice peşime düşüp gelebilecek misin?
Aşk uğruna yollara düşmek ne demek en iyi ben bilirim...
Öyle büyük bir yürek lazımdır ki gidenin ardından aynı hayale koşabilmek için...
Kendinden düzeninden alışkanlıklarından vazgeçip bir sevda uğruna kalkıp gidebilecek misin?
Biraz zor gelmiş olmalı isteklerim...
Tok misafir ağırlamak gibidir benim aşkım bütün bunları göze alabilecek misin?
Biraz pazarlık edelim istersen...
Sen inandır ve kandır beni kimsenin sevemeyeceği kadar büyük bir kalp vereyim karşılığında...
Başkalarından sakladığım temiz kalmış yanımı sana emanet edeyim...
Beyaza yada PEMBEye boyayabilirsen hafızamı ben de gençliğimi sonsuz güveni sadakati neşeyi ve mutluluğu vereyim sana...
İçinde hiç siyah barındırmayan bir insan teslim edeyim sana...
Öyle ya hafızası olmazsa insanın kötülüğü bilir mi?
Sen değiştirmeden sevmeyi becer ben fark etmeden sana dönüşürüm zaten...
Cümlelerimin altını doldur sen ben de en güzel aşk şiirlerini yazayım adına ve bir sözüne canımı vereyim...
Sen düş peşime gel tutkuna hayran kalıp ömrün boyunca yaşayamayacağın bir hayatı ayaklarının altına sereyim...
Adım aşk demiştin galiba peki soyadın ne?
Ayrılık mı?
.