Korkuyorum sana bağlanmaktan...
Avuçlarımda sevgi kırıkları,düşlerimde kaybolmuş bir geçmişin güvensizliği...
Yudum yudum içiyorum zamanı yine...Her yudumda hüzün var.
Her yudumda solmasını beklediğim sevda tohumlarının gözyaşları var.Kızma bana yar...
Dedim ya korkuyorum sana bağlanmaktan...
Korkuyorum aşkına esir olup,sonra çekip gidişini seyretmekten...
Yüreğim öylesine büyük acıları misafir etti ki gönül dergahında,bir yenisini kaldıramaz..
.Ezilir,erir ardından bakan gözlerimin buğusunda.
Gecelerime kattığın aydınlığa bu denli muhtaçken,yüreğimin feryatlarını duymazdan gelmeye çalışmak nasıl da zor..!
Anlatmak istediklerimi anlatamamak,gönlümdeki yangını sana ulaşmasın,canın yanmasın diye söndürmeye çalışmak.
..Korkularım kadar acı veriyor bana..!
Ellerim ellerine kavuşmadan,gözlerim gözlerine değmeden bitsin bu iş...Anla beni yar.
..Bakışlarım dokunursa bakışlarına,avuçlarım avuçlarında kaybolursa, duygularımın önüne bend kuracak gücü bulamam kendimde.
..Akar giderim sana...Ya sonra..? Sonrasında korkular işte...O lanet olası korkular..
! Belki de dolu dolu yaşanacak bir sevdanın tohumlarını öldüren korkular..!
Bilmiyorum...Belki de yazık ediyorum “biz”e...Yazık ediyorum geceme doğan güneşe.
..Ama bildiğim tek bir gerçek var ki ben senden kaçmaya çalıştıkça, koşar adım geliyorum sana...
Ne olur yar,ne olur..
.Eğer birgün “ yaşandı ama buraya kadarmış “ diyeceksen,sana koştuğum yollara, sonu uçurum olan tuzaklar kur.
..Kur ki ben sana varmadan düşüp öleyim..! Çünkü bu ölüm,sende emanet kalan yüreğimle yaşanacak ölümden daha kolay olur..