Golge is on a distinguished road
Post Sevgiliye Mektup - 3
Seni düşünüyorum bir gecenin ıssızlığında, hayalinle doğan güneş yakıyor bedenimi... Kimsesizliğime inat sarılıyorum yokluğuna, sensizliğime inat yaşıyorum. Dudaklarını anımsatıyor; bir çocuğun kulaklarına "küpe" diye taktığı bir çift kiraz, gözlerini anımsatıyor Marmara, mavi düşlerimi gizleyen ve bencilce kendi için yaşayan gözlerini... Ölümü düşünüyorum, duvarlarında nemli bir yalnızlık kokan dağ evinin birinde gizlenen... İmkansız olarak nitelendirdiğin aşkımız geliyo aklıma... Hayallerimde yer yok imkansızlığa, biliyorum kollarında ölmek hayalinin imkansızlığını
Seni düşünüyorum, sen hayat demeksin desem, içindeki çocuk şımarır diye korkuyorum. Söyleyemiyorum...
Seni düşünüyorum, dudaklarında izi yok ismimin ve sen gecenin koynunda arzularından arta kalan kahkahalarla inletiyorsun yeryüzünü; ben kahkahalarını gökyüzünün duvarlarındaki yankısından duyuyorum. Aynalara düşman kesildim, saçlarıma düşen her ak, beni seni düşünmeye itiyor ve düşünülmemek acıtıyor canımı
Kim bilir hangi beden sarmakta ruhunu ve hangi kollarda feryat figan etmekte yiten umutların... Gözlerinde yaş var mı yine merak ediyorum... Yine iyilik oyununun son perdesini mi oynamaktasın, hayat sahnesinde?.. Bu sefer ki rolün ne?.. Kimliksiz dolaşan bir kadını mı oynuyorsun yoksa gözleri görmeyen bir Çiçekçi Kızımı?.. Seni düşünüyorum yaşarken güzümü ve aşkı ararken sensizlik yazında; sen dört mevsimsin yine gözümde, bense yine kışın siyah karıyım...
Seni düşünüyorum... Bir bardak su içişim ve seni buluşum hayatın okyanuslarında... Kendimi arayışımın sonu yok, neden seni bulduğum senden kaçıyorsun ve neden izin vermiyorsun seni seninle paylaşmama?.. Aristo mantığıyla bakıyorsun aşka, oysa ki aşkta Mevlana'nın erdemini görmek isterdim sende... Konfüçyüs'çe sözler ediyorsun karşımda hayalinle... Bense, sensizliği baldıran ağısında içerek ölümsüzlüğü buldum Sokrates edasıyla... Sen Machbeth'in kurnaz karısını oynadın hep maskeli balolarda... İnsanlar maskeni sevdiler, sen seni sevdiklerini sandın. Aşk elinden alınca maskeni ceza olarak, yalnız kaldın, perdesi üstüne kapandı sahnenin... Alkışlarını duyamadın maskeli seyircilerinin, hiçbir zamanda duyamayacaksın ve ben selamladım muzaffer bir komutan edasıyla seyircilerini, Macduff rolünde alkışlarını aldım. Sen sağır oldun; arzularının kahkahaları gökyüzünün yedinci katından geri dönmesinin şiddetiyle... Üzülüyorum senin için; sana söylediğim hiçbir sevgi sözcüğünü duyamayacaksın.
Seni düşünüyorum... Düşüncelerimdeki sen düşüm değilsin, olmadın da hiçbir zaman... Ben düşlerimi senden öncesinde bıraktım... Senden sonrası hiç olmadı
Hayat sahnesinde aşk oyunuydu oynanan ve sen ölümü tadan kadındın; sevgilinin seni bulduğu başka bedenlerde. Suçlu arama! Suçu aramalısın kendinde. Bu hayatı sen seçtin ve sen yaşamak istedin. Seni sevenleri sevkettin seni senden başka nehirlerde aramaya... Efesli Herakleitos'un sözü aklıma geldi ve seni başka nehirlerde arayan insanlara hak verdim. Haklıydılar "Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz" dı. Şimdi sen yok oluyorsun gecenin ıssızlığında ve ben seni düşünüyorum. Sensizlik düşüncelerimin son durağı biliyorum.